teb bonus almıyor.
ziraat de almıyor.
diğerlerini kullanmadığım için bilmiyoum.

İş bankası işte üniversiteli aidatsız var

@archery, eksisozluk.com

word eko

Finanscard Go'ya başvurdum.

@6 yasimda, bu kartın bir aidatlısı bir de aidatsızı var.
www.maximum.com.tr

Bonus genç

Edit: cardfinans go ya baktım ben ayda bir alışveriş şartı ve üstüne arayıp söyleme vs gibi saçma tabirler var sitelerinde ben 3 yıldır Bonus Genç kullanıyorum 25 yaşını doldurana kadar hiç almıcaz dediler hiçde almadılar şu ana kadar üstelik temassız özelliğide var ve bonus kampanyalarının bi çoğundan faydalanabiliyorum...

Bilmiyorum para yönetimi konusunda nasılsın ama bana bonus flexi vermişlerdi (yıllık kart ücreti yok)

Okul bitmeden limitim asgari ücretin 5-6 katına kadar çıkmıştı.

cepteteb kesinlikle

eksisozluk.com

yapıkredi world play.

diyanet işlerine at çok kısa zamanda cevaplıyolar

az daha net çekip hızlıresim falan ile link atsanız?

hizliresim.com

su akan bi yere bırakın gitsin. hoca varsa hocaya da sorabilirsiniz tabi.

Kağıdı sirkeye koyun, yazılar silinince sirkeyi süzün ve kağıdı kurutarak yakın veya parçalayarak denize atın. Muskanın kötü amaçla yapılıp yapılmadığını bir ehline sorarak öğrenebilirsiniz.

Esma-ül Hüsna,korkmanıza gerek yok.

Esmaül hüsna olmadığını düşünüyorum, yazılar pek benzemiyor esmaül hüsnaya. Bi ehlini bulursanız sorun.

at çöpe gitsin.

Cevşenden bir bölüm yazıyor

hocam içinde esmaül hüsna en sonra isra-42 ve ala fatıma hüseyin ve hüseyin nuran binti muhsin nuran binti muhsin diyor. (okunan ayetin (diğer şeylerin) bahsi geçen kişinin üzerine )

belki birileri hasta olmuş (bişeyler musallat olmuş olabilir) onun için yazılmış olabilir. yetkili bir abiye sorun.

Hocam farkindaysaniz sene 2016 kuyruklu yildizlara robot indiriyorlar.

korkmanıza gerek yok, tüm kötülüklerden Allah'a sığının yeter.
öyle eve bırakılan kağıt parçasıyla yamulsaydı herkes, işimiz vardı vallaha. :)

valla 3 yıl geçerli diye biliyorum da yanıltmış olmayayım.

ales sonuc aciklandigi andan itibaren 3 sene gecerli. 2014 bahardaki sinav 1 mayista aciklandiysa 2017 1 mayisina kadar gecerlidir, o tarihe kadar kullanabilirsiniz.

1 ay önce yanlız olduğuma ve artık yanlız olmak istemediğime karar verdim. yani sevgili eş evlilik olaylarının kapısını araladım

son 7 senedir sadece kendimle ilgilenmiştim. gönül işlerini komple hayatımdan çıkarmıştım.

Sevgilim yok. :/ Kızlardan biraz uzaklaşmış gibiyim.

özel üniversitede burslu okuyorum. Geçen gün yanımda oturan çocuk geldi ve çok mutluyum dedi bana. Mercedes almış...

Para yönetmeyi beceremiyorum satın alma hastalığı mevcut bakalım zamanla aşarım diye düşünüyorum.

abi para istiyom ya. benim hayattaki tek derdim hep buydu zaten galiba, niye böyle şerefsiz oldum hiç bilmiyorum. şükür iyi kötü işim var, öğrenci halimle kendimi çekip çevirebiliyorum ama ne bileyim istiyorum ki babam her ay 1000 lira yatırsın hesabıma kafam rahat olsun, iş-ödev-kurs-okul diye uğraşıp naçiz bedenimi yormak zorunda kalmayayım, akşam biramı açıp maçımı izleyebileyim. şimdi izleyemiyoz, e mezun olup iş hayatına atılınca yine izleyemicez. ne skime yaşıyom o zaman anlamadım. hayır mesele yoksulluk da değil benim karakter olarak göt olmam, o sıkıntı.

genel olarak hayatım gayet iyi aslında. yıllardır yapmayı istediğim şeyi yapmaya başladım, tekrar insan içine karıştım, nispeten düzgün yaşıyorum, ocak'ta yurtdışında koca bi ay geçiricem kara buza doyucam falan ama hep bi gelecek kaygısı, hep bi sıkıntı, hep bi "okulu bitirebilecek miyim" korkusu, "lan ya işten atarlarsa" endişesi... bunun çözümü yok sanırım, bunu herkes yaşıyordur. ben hala ergenlikten çıkamadığımdan herhalde, bir türlü alışamadım. önümüzdeki dört yıl için toplamda 50 bin lira bulsam mesela bütün dertlerim biter benim. en azından iplemem. sağlık sorunlarım da var ama onlarla yaşamaya alıştım, hatta kavga falan ediyorum artık ayağımla, geçen sanırım beni kıskandığı için bozuldu, ağrıdı. şerefsiz. o değil de yattığım yerden ay görünüyo, o çok güzel bi şey. her an batman çıkacakmış gibi. o napıyo acaba.

2. sınıf bir üniversitenin(uludağ, kocaeli, sakarya, çukurova gibi) çok iyi bir bölümünden mezun oldum ve bölümümden nefret ediyorum. 4 yıl boyunca alttan ders bile almadan mezun oldum ama bi bok bilmiyorum. iş görüşmelerine bile gitmedim işe bile başvurmadım daha doğrusu. ne yapacağımı bilmiyorum amele gibi oturuyorum evde.

Evlenmek istiyorum. Erkekler benim 2-3 katım oburlar ve tembeller ama beni beğenmiyolar. Yani bi tek kilom mudur sorun anlamıyorum, hep çok iyi bi insanım nedense. Kadınlarla işim olmaz. Az önce annesiz doğmuş bebeğin haberini okudum canım acıdı. Hastayım. Borçlardan kurtulup yeni 2 araba alsak çok sevincem. Kilo versem çok iyi olur ama olmuyorsa da napim yani, ben buyum. Öf.

Yarın; Pazartesi </3

Ünlü kadinlardan en cok benim tipime benzeyen kadınları begeniyorum,itiraf gibi itiraf.

işimden nefret ediyorum. bu öyle ergenvari abuk sabuk bir yakarış değil. ayık kafayla sakince düşündüğüm zaman kendimi bu mesleğe bir türlü konduramıyorum. olmuyor yani, yakışmıyor bana. o binada geçirdiğim her saniye eziyet. çocuklar çok gürültücü, kıpır kıpır, terbiyesiz ve iğrenç kokuyorlar. sevemiyorum bir türlü. ben çok sakin bir insanım, konuşmayı da sevmem. ne işim var benim bu uğultulu kalabalığın ortasında diye avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. bir de bende rosacea diye bir rahatsızlık var. bazen cildim çok güzel, bembeyaz oluyor ama bazen kızarıp kabarmasını engelleyemiyorum. ara ara ataklar vuruyor beni. işte öyle zamanlarda hiç insan içine karışmak istemiyorum. şehirden uzak serin bir evde kendi başıma takılmak, doğa ile iç içe olmak, uzun uzun yürüyüş yapmak istiyorum.

Evde sıcak suyumuz akmiyor, bir banyodaki küvet su akitiyor. Biraz da nezle olmuşum, ne rahat uyuyabiliyorum ne de oturabiliyorum. Burundan nefes almak ne büyük nimetmis.

Su an için dertlerim bunlar.

5-6 senedir tanıdığım yakın arkadaşım (bir dönem kendisinden hoşlanmıştım itiraf edeyim) geçenlerde buluştuğumuzda dudaklarımdan öpüverdi. şu an herkesin kafası karışık. oturduk evrenin anlamını falan sorguluyoruz.. peki hayat? peqi evren?? not: alkollü değildik bilakis 10 bardak kahve falan içtik.

Seks konusunda olmamam gereken kadar ve anlam veremediğim bri şekilde istekliyim. Sporla bayağı bir ilgisinin olduğunu düşünmeye başladım ama sporu bırakmam mümkün değil. Yemeğin de zevkle ilgisi kesildiği için, sağlıklı kilo alabilmem için katı bir diyet var, galiba hayattaki tüm zevki sekste topladım. Bazen hiçbir şey yapmayıp sonsuza kadar sevişmek istiyorum. Eteğimdeki taş bütün savunduğum ve inandığım şeylere zıt, lanet bir hedonizm.

haftasonunu zor bitirdim. yarın olsa da borsa açılsa, sıkıntıdan öldüm...

Kodumun frenleri sürtüyorsa ya akort bozuktur ya yaylardan biri deformedir ya ayar vidası kırıktır, kodumun halatını gevşetmekle sorun çözülmez, kodumun cahilleri. Bitin artık.

yorgun hissediyorum. fiziksel değil ruhen. kimse anlamak istemiyor beni, en yakınlarım bile. maddi olarak da hiç olmadığım kadar zorlandığım bir ay geçirdim. bitkin hissediyorum. dikkatimi toparlayamıyorum. düşünmeden konuşuyorum ve çevremdekileri kırıyorum. neyse depresyondayım sanırım

kendimi cok seviyorum. baska birini bu kadar sevebilecegimi dusunmedigim icin iliski yasamaya korkar oldum.

niye hesabı gözden çıkarıyon

takas niyetindeyim. öhm şimdi fazla konuşamıyorum.

ben de izmir'de öğrenciyim, kira hariç 1.300 harcıyorum. Çok falan değil. Artık bakkala gitmek için bile cepte 50 lira olması gerekiyor.

yemeği kendin yaparsan dışardan yemezsen masraf baya azalıyor.

o değil de bu tarz duyuruları görünce katıksız bir fakir olduğumu anlıyorum.
ben demek baya baya bir öğrenci için bile açlık sınırının altındayım.

eger tasarruf yapmak istiyorsan once neyi nereye harcadigini belirle. bir dosya ac bilgisayarina. excel dosyasi olabilir, once bir ay boyunca ne aldiysan ya da cebinden nereye kac lira ciktiysa unutma kurusuna kadar buraya not et. fiyatlariyla beraber. sonra bunlari ayrica basliklar altinda da grupla: gida, kultur/sanat, barinma(kira), yol, beklenmedik harcamalar. gibi

bunu bir sefer mahsus yapmiyorsun. bundan sonra bu isi cok ciddiye alip her kurusu oraya yazarsan senin icin gorunur olacaktir.

mesela hergun 3 tane gofret aldigini fark edersin, gofreti azaltabilirsin. ya da her ay 300 lira alkole veriyorsan 100-150 liraya dusurebilir ya da ickiyi sosyal icicilige dondurebilirsin.

bunun disinda kendine butce yapabilirsin. diyelim ki 2 ay boyunca her seyi not ettin artik neye ne kadar gitmesi gerektigine dair bir ongorun var. o zaman kendine bir butce siniri koy. mesela: bu ay kacinilmaz olarak kira, faturalar, yol ve gidaya 750. cep harcligi olarak da 200 lira harcaman gerekiyorsa geri kalani bir kenarda biriktir.

950 liralik butceni gida harcamalarindan dolayi asiyorsan bu harcamalarin nasil azaltilacagini dusun ve arastir.

@sta'nin dedigi gibi evde yemek yapmak disarida yemekten en az %50 daha ucuzdur. ozellikle pilav gibi karbohidrat agirlikli besinlere gelirsen bunun %90'i astigini fark edeceksin. bir pilavcidan yiyebilecegin bir tabak pilavin bir kac mislini 1 bardak pirincle evde yapabilirsin. kurus ile olculur bir bardak pirincten evde pilav yapilinca.

tutumlu olmakla cimriligi karistirma. her seyin en ucuzunu alma. fiyatina gore makul urunleri tercih et. indirimlerden alisveris yapmaya calis. bir tisortu 5 liraya da bulabilirsin, 150 liraya da. makul %100 pamuk ve marka bile olsa maks 20 liradir.

alisverisi sadece ihtiyacin oldugunda yaparsan surekli en pahalisini almak zorunda kalirsin. onun yerine ne zaman uygun fiyatli bir urune rastlarsan onu tercih etmelisin. uygun fiyata corap, basic tshirt, pantolon, sort gibi her zaman lazim olacak urunlerle karsilastiginda 2-3 tane de olsa al fazladan bulunsun ya da kisin yazlik, yazin kislik alisverisini yapmis ol. genelde ters iklimlerde indirim.

böyle bol keseden 1000 1300 harcayan insanların babası ya piç oktayın babası gibi "feda olsun"cu bir baba ya da ortalama bir gelire sahip olup kendinden kısıp oğlunun/kızının gezmesine/oyununa falan para yetiştirmek için ciddi bir fedakarlıkta bulunan biri.

bence sen yemek yapmayı öğren. gece geç değilse veya yorgun değilsen taksiye binme. arkadaşlarınla bir içeceğe 15 tl verme. bunlar kötü şeyler değil. ama sen öğrencisin. gezip tozma, sinemaya, tatile gitme diyemem. ama kısman gereken yerden kısmak zorundasın.

edit: istanbulda okumasam yanlışım var diyeceğim. kitabına defterine harcama demeyeceğimize göre geriye bir alkol kalıyor. onu da buraya sormadan kısman gerektiğini akıl edebilirmişsin.

ayni durumdayiz. kira faturalar ve aidat disinda 1000 lira falan harciyorum. Bazen de geciyor. Disardan yemek yendigi takdirde bu kadar cok oluyor. Benim en buyuk giderim disardan yemek yemek.

dışarıda içme. arada bir iki bira neyse de ötesi saçma derecede pahalıya gelir.

ciddi anlamda durumlarının kötü olduğunu bildiğim arkadaşım, (baba yok, sadece abla çalışıyor) her gün dışardan yiyordu (burger king tipi fast foodlar), içmesi sigarası derken (bunlar da her gün) ayda bin liraya yakın para harcıyordu. ben kira hariç maksimum 400-500 lira harcayan biriydim. antalya'da ve eskişehir'de yaşadım. yemeğimi genellikle evimde yedim, içeceğim varsa evimde içtim, zaten sigaram da yok. önceden migros'a gidiyordum, yarı fiyatına şehirlerdeki yerel supermarketlerden alışveriş yapmaya başladım. zaten asosyalin tekiydim, dışarı çıktığım da yoktu. böyle böyle hiç para harcamadım neredeyse. alacağın her gıda maddesinin daha ucuzu bir muadili oluyor, hatta daha güzel çıkabiliyorlar kimi zaman. karbonhidrata da abanma sürekli acıktırır daha çok para harcarsın. :D

dediklerinizi ve mesajları okudum. birkaç gündür arkadaşlarıma da soruyorum ve istanbul'da yaşamayanların bol keseden atmasını normal olarak karşılıyorum. benim yemek masrafım aylık 150 bile tutmuyor. tek yaşadığım için aylık 300 lira kadar faturalara ulaşıma iletişime veriyorum zaten. okul harcamalarım fazla her ay 150 liradan fazla kitap-not alışverişim oluyor. sanırım dediğiniz gibi alkolü azaltırsam huzura ereceğim.

23 eylül 2013 - 1200 USD.

2014 ü 15 e bağlayan zamanlar.

fiyatı da 1.700 tl falan olur diyesim var

guts - and the living is easy www.youtube.com

Öncelikle Morcheeba'nın Dive Deep albümünün tamamı.
Florence + the Machine
Lana Del Rey
Gececiler için: Sigur Ros veya Amiina
Duygusal vakitler için: Mazzy Star/Trespassers William
Mutlu vakitler denden: Flunk/Hooverphonic

kings of convenience

mrs cold www.youtube.com
boat behind www.youtube.com
I'd rather dance with you www.youtube.com

the xx-intro ile başlayın yolculuğa

yağmur yağarsa böyle duygusal bi ortam için post rock ile giriş yapın:

explosions in the sky- your hand in mine
explosions in the sky- first breath after coma
explosions in the sky- six day at bottom of the ocean
god is an astronaut- all is violent all is bright
god is an astronaut- forever lost
this will destroy you- threads

tempoyu yükseltin. metale geçin

volbeat-still counting
accept- teutonic terror
godsmack- crying like a bitch
in flames- only for the weak
in flames- cloud connected
ektomorf-outcast
soilwork-nerve
parkway drive- its hard to speak without tongue

tempo geri düşsün. rock ile devam

oasis-dont look back in anger
oasis- wonderwall
oasis-little by little

bi kaç tane de breaking benjamin atın

sizi bi 50 kilometre idare etsin bunlar :D

keane

my shadow www.youtube.com

on the road www.youtube.com

clear skies www.youtube.com

try again www.youtube.com

Ornette - Crazy www.youtube.com

www.youtube.com Falco - Jeanny eskidir ama çok iyi şarkı

ahaha, şimdi onu gönderiyordum ben de sana :))

ram cafe'nin 3 albümü var, onlara bak istersen, o albümden bir parça zaten hediye ettiğin benim de sana gönderecek olduğum.

albümün çoğu parçası çok güzel.

Elbow - One Day Like This

(git:www.youtube.com )

çok iyi soru. cevabım de lhasa de sela love came here =)

mümkünse dinlerken sevişmeni tavsiye ediyorum.

bu soruya gelecek ilk cevap portishead'den ziyade je t'aime moi non plus'dür.

www.8tracks.com sitesine girilir. kategorilerden sex seçilir, 2. çıkan kategorilerden de isteğe bağlı bir tanesi seçilir. sonra sex + 2. seçilen kategori kombinasyonunda şarkılar çıkar karşımıza.

nedense careless whispers gülümseme yaratıyor hemen.

www.youtube.com

www.youtube.com

Telepopmusik - Breathe www.youtube.com

yapılmışı var fuckmusic.fm

Steve Vai - Tender Surrender

(bkz: #30216229)

(git: 8tracks.com)

www.youtube.com

seks gibi.
gibi?

pink floyd - the great gig in the sky

İlk söylenecek bu olurdu gibi gelmişti bana: Daft Punk - End of Line
www.youtube.com

Neyse,
65daysofstatic - Drove Through Ghosts
www.youtube.com

Cibo Matto - Sugar Water
www.youtube.com

The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble - Lobby
www.youtube.com

22 yaşından büyük olduğuna emin olduysam: fazla marjinal derim.

not: ama gene de insanlar saçlarını istediği yapsınlar tabii, beni ilgilendirmez.

bi arkadaşımın öyle saçları vardı, yolda adamın biri kafir dedi.

yakışmışsa güzel olmuş derim, yakışmamışsa bu ne amk derim.

bu aralar çok moda ve yakıştırabilende çok güzel duruyor; tarzına uydurabilmişse beğenirim yani.


edit: esmerlerde pek hoş durmuyor bi de.

"fazla marjinal olmaya çalışıyor."

düzeltme: soruyu tamamen yanlış okumuşum ya la. hep dikkatsizlikten işte bunlar. benim cevabım saçın tümünün rengarenk boyalı olmasına göre verilmiştir, arz ederim.

bazısına yakışıyor, giysilerle birlikte falan çok güzel oturuyor tarzına. bazılarında da çok eğreti duruyor, depresyona girmiş fark edilmeye çalışıyor herhalde diye yorumluyorum.

genelde yakışmayan şekilde boyatıyorlar. o yüzden yakışmadığını düşünüyorum. çok abartmadıysa veya nasıl yapıldığına göre yakıştığını düşünebiliyorum bazen. yaşam tarzı hakkında düşünmüyorum. önyargılı değilim genelde.

renkli renkli saç yapanların hele yaşları büyükse benim daha çok hoşuma gidiyor, gülümsetiyor. özenti değil tamamen zevk ve kendi seçimi olduğunu gösteriyor ve daha çok takdir ediyorum.


"ne güzel ya. kendi gibi davranan bir kişi.
ama ne yazık ki, ona sırf kendi zevkini uyguluyor ve onların zevklerine uymuyor ya da yaşı onların uygun gördüğü yaş değil diye, ya da renk onların beğendiği renk değil diye, bir sürü iğrenç cümleler kuracak bir toplumda yaşıyor.uz. seni 'insan' olarak görmeleri için 'ONLARIN ZEVKLERİNE VE SEÇİMLERİNE GÖRE HAREKET ETMELİSİN VE SEÇİMLER YAPMALISIN'. ne kadan da mantıklı, akıllıca, medenice ve saygılı bir bakış açısı değil mi?"

derim.

bunları söyleyenler acaba kendilerine iki adım öteden bakabiliyorlar mı yaptıklarının nasıl göründüğünü görmek ve anlamak için.. başkalarının zevklerini küçümseme hakkını kimler vermiş onlara ya da kendilerinin nelerine dayanarak bu hakkı kendilerinden buluyorlar çok merak ediyorum..

"50 yaşında saçları yeşil olan kadınlarda iğrenç görünüyor. ne o öyle, yaşına göre davransın biraz."

ile;

"50 yaşında saçları yeşile veya diğer sıradışı renge boyamak pek bana göre değil. ben pek yakıştırmıyorum. ama yapan yapar tabi ki, hele de kendisine yakıştırıyorsa ne ala."

demek arasındaki farkı görmek ve anlamak bile ne kadar zor geliyor.

neyse...

ben, kendi zevkime uymasa da bayılıyorum marjinal zevkleri olan ve bunları BU TOPLUMA RAĞMEN yaşamaya çalışan insanlara.


******

@khiron,

belirtmeyi unutmuşum. verdiğin linkteki saç ve renkleri gerçekten muhteşem. o tür şeyleri seven biri olarak, yapmamak için zor tutuyorum kendimi.. ama maalesef o görüntüyü korumak o kadar zor ki. ilk yıkamada hem renkler solacak hem de saç şu an göründüğünden daha bakımsız görünecek. çok uğraş, emek, zaman, para isteyen bir şey kısaca..

abicim dişleri sarı teni koyu vs biri yaptıysa bu ne amk derim de açık tenli hoş bi kız yaptıysa da bakarım yani

ben yapmayı düşünüyorum ama boncuk kaynakla aralarına atacağım böyle renkler ve kimsenin ne diyeceğini ne düşüneceğini umursamıyorum. marjinal görüntü verecektir. içinde varsa git yaptır hiç erteleme!


@khiron, fotodaki görüntü gerçekten hoş ama ben böyle bir yıpratmaya giremem.çok kıskandım fotodaki saçın sahibini.

bi dk bi dk. wat amelelik miymiş?

ne bilim sözlükteki başlığında 100 entry varsa yarısından fazlası "bunu yapacağınıza şunu yapın" mealinde şeyler.

erasmus öğrencilik hayatında yapılabilecek en iyi şeydir. üzerine tarttışma gereği duymam. haa dersenki yapamam onu ortalamam düşük vs. o zaman interrail yap derim. wat yapmadım fakat nedense hiç yapasım da yok. avrupanın keşfedilecke daha şok şeyi varmış gibi geliyor hep.

wat'ı sadece para için yaparsan amele olursun.

kendine güveniyorsan interrail cazip.

wat için amelilik diyenlere hass.ktir diyorum. hazıra alışmışlar öyle der. evet biraz zorluğu vardır, sıkı çalıştırırlar ama bence wat interrail'den daha iyidir.

WAT yaparsan tanzanyalı mevsimlik işçi olursun, Erasmus yaparsan oralı olursun, Interrail yaparsan turist olursun.

Erasmus düşünmüyorsan Interrail yap derim madem durumun var, hiç gereği yok WAT'e gidip aşağılanmanın, fakir muamelesi görmenin.

roket adam +1

en iyisi interrail.

wat'ın kötü yanı orada çalışmak için bile para veriyor oluşun. yani wat gibi bir şey yapacağına yurtdışı staj imkanlarını ara okulun sayesinde, para vermeden gidebilirsin ne güzel.

en güzeli erasmus tabi, parayı cebine verip git oku diyorlar, ancak interrail de zevklidir. ben çok zevk almıştım şahsen.

sizin sorunuzun cevabı: (bkz: agh)

fransa'da bu şekilde hiç para harcamadan hatta kazanıp biriktirerek 1 yıl yaşadım, ardından buradaki bağlantılar sayesinde latin amerika'yı 3 ay dolaştım.

detaylı bir şekilde araştırıp güzel bir projeyle bir yıl boyunca istediğiniz avrupa ülkesinde bedava yaşayabilirsiniz.

amerikayı başka türlü nasıl görcen hacı git wat a. ayrıca orada kazandığın para oraya gidiyomuş onun için planını ona göre yap.

70 lik jagermeister 89 tl bugünkü carrefour fiyatı.

carlsberg 50lik kutu 4.75 karfur fiyatı.

100lük jack 120tl civarı

bomonti 4,00 tl ils 4,20tl arası değişiyo tekel bayilerde

"imza ve muhur"

sayet arkadaslariniz sizin adiniza alabiliyorsa onlar alsin ve size kargolasin.

valla ben kampüsün dışında sigara içiyordum, arkadaş girdi aldı benim belgemi de.

raid iş görür bence. Adam akıllı yıkarsan da geçer diye düşünüyorum.

gerçekleşen her ihtimal bir rastgeleliktir diye felsefik bir cevabım var.

Fizikçi değilim götümden felsefe yaparak üfürürsem bazı şeyler rastgeledir bazı şeyler de daha önce rastgele konulmuş kuralların doğurdukları zorunluluklardır. Örneğin atom dediğin bok nihayetinde basit bir yapı ve işleyişinin kuralları basit(?!) Örneğin karbon atomunun bileşik yapmasının kuralları belli, bunun kurallarını belirleyen de genel anlamda atomun yapısı. Ama bu basitlik rastgelelikle birleşince binlerce karbon bazlı bileşik olasılığı doğuyor bu karbon bazlı bileşikler rastgelelikle birleşince bu bileşiklerin canlı bir organizma içerisinde yer alması olasılığı doğuyor vs vs. Biz hep içinde bulunduğumuz anı, durumu referans alıyoruz. Bu anı referans aldığımız için bu anın oluşması için bir bilinç olmalı diyoruz. Halbuki bu bilince gerek var mı?

yaparken hafızası yerindeyse zamanında kötü bir çocukmuş. ama yazık la suçlamayın.

suçu işlerken akli melekeleri yerindeyse suçludur tabii ki.

hafızasını kaybetse de kişi aynı kişi.

Suçluluk konusunda birçok görüş var. Bu arkadaş tamamına göre suçlu kabul ediliyor.

Bir kaza geçirip hem hafızasını kaybetse, hem kişiliği değişse belki.

suçlu.
suçu işlemiş sonuçta.

tabiki suçlu.
neden suçsuz olsunki?

hiç suçlu olanın öldüğünü, yeninin suçsuz olduğunu düşünen yok mu? yani farazi olarak elbette yoksa çıkıp bu adam suçsuz bunu bırakın demeyeceğim.

adamın sadece hafızası gidiyor. yeni bir adam gelmiyor ki. o zaman her suçlu hafızamı kaybettim ayağına yatarak cezadan sıyrılabilir. olmaz öyle şey, tabii ki suçlu.

not: buralarda cevap verenlere tik atmayanı pek sevmeyiz biz. :)

Ama onu suça iten tüm motivasyonlar silindi. Çocukluğundaki bir olay mı dersin, tutku mu dersin, suç işlemenin cazibesi mi dersin her şey.

isterse hangi tür bir yaratık olduğunu bile unutsun, suçludur. en nihayetinde hafızasını kaybetmeyen adam bile az çok bir şeyleri unutabiliyor. veya alkollü/bilinçsiz olabiliyor. ceza gerekçesi 'sen suç işledin ve bunu unuttun' değil. 'sen bunu işleyip sonra unutacak bir noktaya geldin'. unut ya da unutma. ne de olsa suçun tanımı, işlenene kadardır. suç gerçekleştikten sonra istersen peygamberlik indirilsin.

O yeni arkadaşı kucaklamayan, sevmeyen, okşamayan toplum suçlu aslında :) Eğer kalemi daha kırılmadıysa siz yine de salmayın onu ) yeterli indirimi gerekirse yaparız ... yok "biz hemen karar vermek istemiyoruz" derseniz atın yedikule zindanlarına o tatil yaparken biz tartışalım

@Essah: Çok güzel muamelem var diyor yollıyım istersen. Essahtan bak.

istediği kadar motivasyonları silinsin. cezanın amacı sadece ıslah etmek değildir, aynı zamanda adaletinin sağlanması ve kamu vicdanının rahatlatılmasıdır. ancak eğer kişi hafızasını değil de temyiz kudretini kaybetmişse (akli bir hastalık gibi) suç yine sabit olunur, ceza verilir ama cezasını akıl hastanesinde tedavi görmek gibi alternatif şekillerde çeker.

Suçluluğu sabittir. Ceza alıp alaması ise "cezalandırmanın tanımı" ile ilgili birşey. Hapishaneler verilen suçun cezalandırılacağı yerler midir yoksa suçluların bir daha suç işlememeleri için "tedavi" edileceği mekanlar mıdır? Eğer hapis bir ceza ise suç sabit olduğu için cezalandırılmalıdır ama hapis bireyi topluma geri kazandırmaya yönelik bir "terapi" ise o zaman birey istenen sonuca kendi ulaştığı için cezalandırırlmamalıdır.

tuğra, rüzgar

uğur koy.

deniz

efe, yavuz, vefa

mete , burak , beyazıt , yakup

deniz +1

emre, ege

ahmet, mehmet, ali.

ege ve efe koyma da ne koyarsan koy. bu gidişle türk erkeklerinin üçte birinin adı efe, ege olacak.

arda, sarp, ardıç.

aras.

bastırılmış duyguları var, bunları yendikçe kontrolden çıktı ve bırakmaya niyeti yok.

-spoiler-
tüm parayı jesseye vermiyor.jessenin hakkı olan 5 milyon doları veriyor.

iyi adamdı ama götü fena kalktı

senarist demiş ki "dizideki en kötü adam walter zamanla anlayacaksınız". giderek de açığa çıkıyor işte.

w. white pure evil bir karakter.

Şirketin muhasebesi de yurtdışında mı? Bir muhasebeciyle görüşün, burdan birine devredebilirsiniz ama karar defterine işlemek gerekiyor. Ortağın gelmesi mi gerekiyor diye sorarsınız. O kısmını çözerseniz devir işi kolay, notere gidip devrediyorsunuz hissenizi.
Borçlar için yükümlüsünüz. Bankanın biri arsaya ipotek koyarsa diğer banka sizi bulur. Vergi borcu çıkarsa devlet sizi her halükarda bulur.
Devredeceğiniz zaman, geçmişe ait ve doğabilecek her türlü borçlarla devredin. Noterde söylerseniz eklerler. Tabii tanımadığı, görmediği bir ortağın şirketine hissedar olmak isteyecek birini bulmanız lazım bir de:)

@andrey bolkonski
şirketin muhasebesi türkiye'de. bildiğim kadarıyla firmanın 3. şahıslara borcu yok fakat devlete karşı bir miktar ssk prim borçları var.
3.şahısa devredemeyeceğime göre acaba dava yoluyla devredebilir miyim?

Şirket çalışanı filan yo mu burda? Ya da iş yaptığı birileri. Eskiden limited şirketlerde en az iki ortak şartı vardı artık yok. Ama ortak yabancı olduğu için mahkemede nolur bilemedim doğrusu.

aklıma takıldı; devretmek yerine vazgeçme gibi bir şey yok mu ya ? İstemiyorum ben falan deyip.

@empty blank, yok öyle bir şey:)))

En az iki hissedar zorunluluğu kalktığı için belki sizdeki ortaklardan en az birinin türk olması gerekliliği de kalkmıştır, düşü bir ihtimal olsa da. Şirketin muhasebecisiyle bi konuşun bence.

@andrey bolkonski
bildiğim kadarıya şirket çalışanı yok. zaten şirkette çok iş yapmadı.

Arkadaşına ulaşamıyor musun? Kendime iş kuruyorum, başka şirkette hissedar olmamam, hisseyi devretmem lazım filan desen?
O bulur belki birini.

türk ticaret kanunu md 638 e göre önce şirket sözleşmesine bakmalısın orda şirketten çıkma hakkı tanınmış- belirli şartlara bağlanmış olabilir.
bunun dışında her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkmasına karar verilmesi için mahkemeye başvurabilir.

ayni fikirdeyim, ama o yavasliklarin sebebi psikolojik hilelerle izleyiciyi etkilemek.

değil

aynen :)
ama çok güzel dizi hala :)

ayni durumdayiz. bence de super dizi. ve evet mayeskuel hakli ama ben de geciriyorum uzatilmis sahneleri.

elbette değil.

artık başlasa da yine baysa, sabrım tükendi resmen.

hayır, olmazdı. breaking bad olmazdı, olan şey de.

hayır, asla böyle değil, umarım olmaz da.
o lastikleşmiş anlarda saklı dizinin harikalığı.

İlerleyerek izlemek de neymiş yahu.. Beğenmiyorsanız, bayıyorsa izlemeyin.. O baygın dediğiniz sahneler dizinin kişiliğinin bir parçası bence, birçok ayrıntı var.O sahneleri çıkart at "Breaking Bad" Breaking Bad olmaktan çıkar kanımca.

Yani bu mantıkla siz zaten breaking bad izlemiyorsunuz ki. Sizin izlediğiniz breaking bad'in aksiyon sahneleri, bütüne çok uzaksınız.

fazla detay var haklısın. bende sarmıstım ılerı. bazen gereksız detaylara yer verıyorlar

adamın 1.sezonda yaptığını 5.sezonda anlıyoruz. atlamaya devam devam edin siz aferin.

yukardaki cevaplardan anladığım, yavaşlıkları izleyenler psikolojik hilelerle etkilenmişler :) einstein'ın 1. sezonda duyup da 5. sezonda anladığı şeyi çok merak ediyorum?

uzayan sahnelerde azıcık öne alan kişiler ise gerçeği görebiliyor. çok da fazla bi detay ayrıntı önemli bi olayı yok. adamların uyuşturucu kullanmaktan beyinleri erimiş ondan yavaş hareket ediyorlar.

www.akilli.tv

valla hocam sağlam içerim ama sen daha içme bence.

silinmesin,yazın 24 saat içinde 19(70cl) bardak içtiğimi hatırlarım.(festivaldi,devamlı yemek vardı)

edit:sarhoş olmak için bira içilmez,saygılar

Hohoy. Nasılsın?

Cevap olsun diye... 5-6

şu sıralar fiyatları başımı döndürüyo. normal ise 5 bira. hızlı içersem 4 e indiriyorum. bu arada alkol bursu arıyorum. yardım ederseniz sevinirim.

bu saatle alakalı bir şey. metabolizma saat başına aldığın alkolü diğer birimlere indirgiyor. ortalama metabolize edilmesi saatte 10 ml dir. yani saatte 10ml ya da daha az alkol alırsan hiç bir etki etmez. ama bu oranı aşarsa işte o zaman arta kalan hacimdeki alkol merkezi sinir sistemine etkisini göstermeye başlar.

içme hızı önemli. 4 tane 50lik birayı 1 saatte bitirirsen sarhoş olursun 4 saate bitirirsen çakır keyif.

akşam 8-9 gibi başlayıp gece 4 gibi biten cumartesi çılgınlıklarımızda ortalama 10 adet 50 lik bira tüketiyorduk.

4 70'lik kırmızı tuborg'u yarım-bir saat içinde bitirince yumuşuyordum ben en son.

2-3 saat içinde içilen 5-6 biradan sonra başlıyor bende.

5-6'ya katılıyorum ben de.

2 tane ekstra beni yere seriyor

ne kadar zamandır alkol aldığına-almadığına göre değişir. aylardır içimiyosam bi birada bile hissederim

ackarna iki biradan sonra benden keyiflisi olmaz. ama bas dönmesi 3-4'ten sonra.

valla bir de ses falan olmuyormuş rüyalarda. harbiden de olmuyor lan.

sen böyle bir soru sorunca aklıma direkt rüyalanma geldi. değişik. his var sonuçta ama nasıl oluyor muamma.

Alıyoruz. Ayrıca son sorun kendinle çelişiyor. Ne demek hayal mi ederiz gerçekten dokunma mı olur? Rüyandaki görüntü de hayal. Böyle kıyaslama. Sadece görüntü öne çıkıyor o kadar.

oruçlu olduğum bi günde kendimi su içiyor görmüştüm. su değil şerbetti sanki, tadı vardı yani.
hep beynin oyunu bunlar, beyni kandırıyoruz.

tat aldığımı hatırlıyorum, hatta hatırlamıyorum biliyorum alıyorum. ama kokuya dair bi anım yok mesela. ses de duyuyorum çok net.

lahmacun ye

kfc - hot wings

behzat ç.'de yedikleri döner miydi dürüm müydü ondan ye. benim öyle bi şansım yok.

www.dominos.com.tr

pizza siparis ver

aspava, soslu kasarli durum!

teşekkürler hepinize.bi değişiklik yapiim dedim çin yemeği söyledim

dominosta kampanya var. beleş pizza dağıtıyor. sitesine gir görürsün.

altı üste daireye bi ethernet kablosu çekicekler duvarları falan niye yıksınlar.

şimdi öyle evin içinde duvar kırma falan yok. Adamlar kendi altyapısını kendileri oluşturuyorlar. Sokağın başını sağı solu falan kırarlar, apartman boşluğundan da dağıtırlar evlere. Bizde öyle oldu.

yıkmayı bilmem de dışarıdaki ana kablodan içeri çekmek için 10-12lik uçla duvarı delmişlerdi. sonra da silikonla doldurdular kablodan kalan boş alanları.

hm yalnızca duvar delme olayı yani. silikonla kapatmaları da iyiymiş. neyse bi düşüneyim ben bunu. teşekkür ettim ^^,

Normalde o kabloyu cektikleri ter nereye geliyorsa oraya kuruyorlar mdemi bizim evlerde salona denk gelmişti ama adam ayakkabılığın içine yerleştirdi kırk saat uğraşıpve sıfır sadece daire içine kablo aldı hıc bı yerden gozukmeyen. Daıre dısındakı kabloyuda zamazingosuylla kapadı. Cokmtemız iş yapıyorlar memnuniyeti sağlıyorlar.

havuç yağı,kakao yağı etkili ve kalıcı bronzluk için iyi diye duymuştum

nenem kola sürüyordu bacaklarına.

valla bu yaz tatile gittiğimde bir kız gördüm sahilde, yanında küçük bildiğin su pet şişesinde yağ gibi birşey getirmişti. güneşlenmeden önce onu sürüyordu öyle yatıyordu. ama teni yanmış gibi değil daha çok siyahi gibi olmuştu yani arjantinliler gibi tam siyah desen değil biraz daha açığı. sonra sordum kakao yağıymış aktarlarda falan satılıyor al sür istersen

havuç yağı +1

havuç, kakao ve hindistan cevizini karıştır sür

ayrıca www.yvesrocher.com.tr

watsondaki (kendisi için ürettirdikleri)kakao yağları baya iyi..

çekilmiş en iyi dizi.

2.sezonu geçince yağ gibi akıyor.

aşk-ı memnu daha sürükleyici :P

deger valla, acayip surukleyici!

tam olarak konusu ne arkadaslar? ne bilim sopranos a benziyor mu?

tam olarak konusu uyuşturucu

konusu bir adamın ailesi zahmet çekmesin diye yaptığı illegal işten nasıl sıyırıp en kötülerin arasına katıldığını anlatıyor.

çekilmiş en iyi dizi.

bir adamın romayı yakışının hikayesi.

aile falan çerez tam olarak konusu kaliteli uyuştucu nasıl üretilir ve pazarlanır

www.eksiduyuru.com

www.eksiduyuru.com

valla ben sözlükteki övgülere kapılıp 4 kez başladım ama 5-6 bölümü geçemedim sıkıntıdan

gelmiş geçmiş en iyi dizi onu söyleyeyim. hele 3. ve 4. sezondan alacağın heyecanı kimse veremez sana başka.

daha iyisini bulamazsın.

game of thrones dan sonraki en iyi dizi

kıta değiştiren otobüslerde çift bilet parası ödeniyor.

kıta değiştiren çift katlı otobüsler ise çift tam bilet alır

kıta değiştirmesine gerek yok, beylikdüzü-taksim ekspres çift bilet mesela.

köprüyü geçen otobüsler ve çift katlı ekspresler çift biletli.

çift katlı olmayan e-10 tipi ekspres otobüsler de çift tam biletli

daha geçen haber çıktı, başka ülkeden almışlar ama doğrudan almanyadan girmeye çalışınca geri göndermişlerdi diye. sanırım sıkıntı olur.

sıkıntı yaşarsın. önce yunanistan'a gitmen gerekiyor diye biliyorum.

haftada 2 kere filan soruluyor herhalde bu soru... neyse, şengenin olayı üye ülkeler arasında serbest dolaşım. dolayısıyla kağıt üstünde herhangi bir şengen vizesi ile herhangi bir şengen ülkesine girebiliyorsunuz.

ancak, kapıdaki adam isterse gözünün üstünde kaşın var der almaz ama bunu o ülkenin vizesi varken de yapabilir. yani almanya vizesi aldın almanyaya giriyorsun, adam almıyor seni.

pratikte ne oluyor onu da yazalım; ispanya vizesi aldım, almanya'ya gittim. kontrol yapan amcaya 1 gece kalacağımı sonra ispanyaya gideceğimi söyledim. ispanya uçak biletime bakmak istedi ve girdim. ispanya uçak biletim olmasaydı kabul edilirdim bilmiyorum aslında.

3 yıldır bizimle beraber. Bugüne kadar annemdeydi sorumluluğu ve hiç ağzından çiftleştirme sözü çıkmadı. Demek ki yanlış yapmışız.

kısırlaştırmadan 1 kere doya doya çiftleştirmesini öneriyorlar. yani dişiyse 1 kere doğum yapmalı öncesinde. kısırken de çiftleşebilirler.

çiftleşmek iyidir,gereklidir. yoksa hırçınlaşırlar.

ekleme: dişi kediye bir kere doğum yapsın diyoruz evet. geyik falan değil. pek çok kediye sahip oldum, pek çok kediye sahip olan arkadaşlarım da oldu. dişi kedi annelik duygusunu bir şekilde geçirmeli. çok defa ufak bir oyuncağını ağzına alarak daha sonra onu yere koyup yalayarak gezdiren kedim oldu. demek istediğim o iç güdü onlarda var ve bir kere yansıtılmalı.

Kedim erkek kısırlaştıralı da 1 yılı geçti. Eş aramaya başlamalıyım sanırım.

şart değildir. kısırlaştırmadan önce bir kere çiftleştirin diye bir geyik var ama, geyik işte.

not: 11 yaşında bir erkek ve 3 yaşında bir dişi kedim var, ikisi de kısır ve hiç çiftleşmedi. hiç de kızgınlık dönemi geçirmediler.

Yanlış bilgi vermeyin, kısırlaştırılmış olması doğurganlığının yanında salgılanan hormonların da kesilmesini sağlar. Kısır kedi çiftleşme isteği, ihtiyacı duymaz.
Veterinerim de bana hemencecik kısırlaştıralım, bunlarda annelik duygusu felan yok diye baya ısrar etmişti. Ben pek güvenmeyip bir defa yavrulatıp öyle kısırlaştırdım.
Teyzem gile verdim yavrulardan birini, onlar da veterinerin aklına uyup 8 aylıkken kısırlaştırmışlar. Şimdi benimki 5 onunk 3,5 yaşında felan. Her ikisinde de huysuzluk, arsızlık gibi bir problem yok.
Bence olmazsa olmaz değildir. Ama yine de imkanınız varsa bir defa çiftleştirip kısırlaştırmak vicdanınızı daha rahat tutacaktır.

www.eksisozluk.com

:))) herkesin derdi aynı.

benim yıllardır heavy'de valla.

b

yok. duş demek, o demek değildir sadece.

a

yok

a.

bazen amaan nası olsa duşa gireceğim dediğim oluyor ama genel olarak yok.

duş mu bana giriyor yoksa ben mi duşa bilmiyorum. yani c

yok

sanal kartın limitini ayrıca artırman gerekiyor olabilir mi internet bankacılığından? sanal karta nasıl para trasfer ediyorsun anlamadım gerçi.
izlediğin ekranda 169 tlnin yanında ne yazıyor tam olarak?

sanal karta para gönderebiliyorum sorun yok. normal kart numaramla falan alışverişi kabul etmeyince öyle bir yol denedim. limit 169 tl yazıyor ama nakit limit 0 yazıyor.

kullanılabilir nakit limit dediği 169 ise okey daha bakiyen var.

nakit limit sanki senin atmden filan çekebileceğin limit gibi geldi. işlem denedin ve provizyon red aldın mı?

biletix'den bilet almaya çalışıyorum, kredi kartınızdan tahsilat yapılamadı diyor. sorun biletix'te mi acaba yoksa diyeceğim fakat arkadaşlarım hep aldı bilet.

hesap kesim tarihi ne zaman ki?

hesap kesim tarihi ayın 24ü. doğal olarak da son ödeme tarihi geçti. ama faizi yedikten sonra kullanmaya devam ediyordum. ilk kez böyle oldu. 2 ay yatırmadım. geçen ay yatırdım asgarisini. yatırmadığım zaman da kullanabiliyordum.

hesap kesildikten sonra asgari yatırmazsanız harcayamazsınız

call of juarez
call of juarez bound in blood
call of juarez cartel

bound in blood ilk oyunun öncesinde geçiyor, ama sıralama empty blank in dedigi gibi, ayrıca ilk 2 oyun pek öyle ortalıkta gözükmesede, bence çok iyidir.

fulloyun.com sitesinde oyunlar part part yüklü oluyor. 3.parta oradan ulaşabilirsin.

kürk mantolu madonna fwsgatag şaka şaka. boyalı kuş-kosinski.

murat uyurkulak-bazuka

hikayeler değil ama sıkmayan samimi: murat menteş'in kitapları hoştur.

ben gir derim.bende çalışıyorum.önümde okuyacak yüzlerce sayfa var saat 12,00 a kadar.

kolay gelsin.

gir la nolcak iki insan görürsün.

sabahkine girme, o sürede diğerine çalış.

o zaman sabah yat uyu siktiret girme

gir abi. pisman olursun soyleyeyim. ayni boku ben de yemistim iki yil once. termodinamikten kaldim butunlemeye. zaten okuz gibi zor, hic de calismamistim siktir et dedim. bi baktim vizesi 20 30 olan herkes gecmis. birinci ogretimlerin final sorularini sormus adam. ve herkes onceden biliyormus. -aklimi sikeyim-
girmekle bir sey kaybetmezsin. sen gir sinava.

27

34

34-35 +1

şimdi ilkgençlik vardır, gençlik vardır, bir de bir insana genç diyebileceğimiz yaşlar vardır. ben 30 ların yarısına kadar diyorum. tabii kadın için bu yaşı daha geriye çekmeliyiz.

5 yaşına kadar, ondan sonra yaşlanmaya başlarız. (bi yerden çaldım bu sözü ama kaynağı hatırlayamadım)

26

29

kadınlarda 32, erkeklerde 35 gibi. niye cinsiyete göre ayırdım bilmiyorum. neye göre söyledim onu da bilmiyorum.

şimdi duruma göre değişebiliyor. bir insan 45 yaşında ölse de gençmiş deriz. 35 yaş çocuk yapmak için yaşlıdır falan filan.

35 sonrası yaşlıdır diyelim.

-6 bebek
6-15 arası çocuk
15-25 arası genç
25-45 arası olgun
45+ yaşlı

bana göre böyle. gelin görün ki +- çok oynar şahsa bağlı.

erkek 35>

kadın 30>

38

kesinlikle otuz falan değil, 32 yaşındayım ve nası' desem mesela 25 yaşındaki fiziki gücümden farklıyım mesela. Ha iyiyim hala o başka bi' şey ama o zamanki gibi değilim.

35

zamansiz olmeyen her insan genctir.

32-38. Bu aralıkta hayat faktörleri etkili olur.

gelişmiş ülkelerde 45'lik sporcular var olimpiyatlara katılan. oralarda 50 -60 gibi. türkiye'yi geç.

35

5.sezon tempo düşük biraz. Son 2 bölümü bomba ama. izle gitsin.

İzlemeden nasıl duruyosunuz anlamadım ...

son bölümü izleyebilmek icin, is yerime yalan bile söyledim. nasil izlenmez, nasil beklenir yaaaa

2 haftada 4 sezon bitirdim. 5.sezonu izliyorum son bölüme geleceğim diye içimi hüzün kaplıyor nasıl dayanabiliyorsun olm ya

bak ben hiçbir diziyi izleyemeyen birisiydim. 2 bilemedim 3. bölümde bırakırdım ama 6 bölüm peş peşe izlemişliğim var breaking bad'i.

kesinlikle başla. gayet heyecanlı. 3 ve 4. sezon bomba. oralara gelene kadar da çok hoş. 4.sezon finali efsanedir.

birader ucunda ölüm yok ya, izle 3-4 bölüm ne kaybedersin? sen karar verirsin sevip sevemeyeceğine.

bence diziler breaking bad ve diğerleri olarak ikiye ayrılıyor. ama herkes sevmeyebilir, kendin verirsin en iyi kararı.

Çok büyük beklentin olduğu için, bilemeyeceğim.. Hani çok beklentisi olan biri dünyadaki en iyi filmi bile izlese beğenmeyebilir, ama beklentisi yokken kötü bir film izlese beğenebilir falan...

Ben dizi hakkında hiçbir şey bilmeden başlamıştım, kaptırıp gitmiştim. Tavsiyem ilk 2-3 bölümü izle, zaten durumu anlarsın ;)

not: Wire'ı ben de izlemedim ilk bölümlerde bıraktım. Ama tekrar bi bakasım var onu çok övüyorlar :D

"breaking bad gelmiş geçmiş en iyi dizidir" diyen tayfadan değilim benim için bir numara lost'tur, twin peaks'tir amma velakin breaking bad çok sağlam dizidir. kaliteli, yavaş, ağdalı yönünün yanı sıra temelinde bir aksiyon yatar. (yani the wire gibi değil)

kesinlikle başarılı bir dizi.

herkes başlarda sıkıcı dese de ben ilk bölümünden beri sıkılmadan izliyorum hatta bana son iki sezonda sıkıcı gelen bölümler oldu. ama çok güzel dizi, sevmeyeni görmedim.

the wire'ı dediğiniz gibi sıkıcı bulup izlemeyen biri olarak breaking bad'i gayet beğenerek izliyorum.

breaking bad ile ilgili soru sordum, soranlara cevap verdim.

... evimde televizyon yok, dünyayi günlük gazetelerden ve internetten takip ediyorum, sinemaya giderim, dizileri sadece internetten önce okurum ama sonra 10 dakika izler birakirim ama breaking bad diyince akan sular durur, arkadas tavsiyesiyle basladim, ilk 7 bölümü izlemedim dinledim, sonra kaptirdim gittim, böyle bir saheser olamaz.

insan evladinin yaptigi en iyi görsel show.

Olum The Wire 5. bölümden sonra güzelleşiyordu. Tam yerinde bırakmışsın =/

cok zoruma gidiyo gunde 1 paket winstin light iciyorum ayda 200-250 lira kadar ama kendime gicik oluyorum bu para yuzunden

içerken deli gibi kahrediyordu beni. 6 ayda 1.800 tl'ye yakın para vermişim. bıraktık gitti.

değer kardeş.

acımayan var mı acaba diye sorman gerek.

cigerlerine acimiyacaksin da paraya mi aciyacaksin yani? bi mantik hatasi var galiba.

18 yaşından itibaren içseniz.. vereceğiniz parayla son derece güzel bir ev alırsınız.

4 gunde 1 paket içiyorum..
o yuzden acımıyorum.

Bir adet golden virginia tütün alıyorum, bir ay götürüyor. hem daha az içmeye başladım, hem de aylık 12TL'ye sigara ihtiyacımı karşılayarak ekonomik olarak kazanç sağlamış oldum. ayrıca içinde zilyon tane kimyasal bulundurmuyor. size de öneririm.

Edit: Düşündüm de önermem lan, niye zehirleyesiniz kendinizi. bırakın en iyisi..

ben 2 yıldır içiyorum ama şöyle bir hesap yaptıgımda bir araba parasına yakın gitmiştir :D

12 senedir. günde ortalama 2 paketden.. hazin...

cebimdeki son paramı verdiğim zaman acıyorum...

bana aynı zevki veren sağlığa zararlı olmayan bir şey bulsam mesela sigara parasının 10 katına kadar veririm . ama yok işte.

Sevdiğim için acımıyorum. Acısaydım bırakırdım.

"üstelik de suç" mu?
adamlar emniyete, adalet bakanlığına falan saldırıyorlar ve "ddos bence suç ya.." mı diyosun hacı?

valla çok iyi yapıyorlar. adam gibi site yapsın onlar da.

onu bilmem ama demonoid kapandığı zaman gösterdikleri tepki benim çok hoşuma gitmişti. keşke geri açılsa..

Bu konu biraz sazan.avi gibi olmuş. İnternete'de açık, unutmayın red hack artık yasal bir grup değil ve özel yetkili savcıların takibinde. burada ima edebileceğiniz herhangi bir şey ileride aleyhinizde delil olabilir.

Gelelim konuya, DDOS olmasa başka bir şey olsa ne değişecek? Onu anlamadım açıkcası. DDOS engellenemez bir atak değildir, sadece gerekli yatırımların yapılması ve önlemlerin alınması gerekiyor. O yüzden karalar bağlamaya gerek yok.

Sızdıkları veritabanları çok kullanılan şeyler değil, özellikle emniyet sitesinde ulaştıkları bilgiler ihbar hattı ve şikayet hattı gibi maillerin geldiği şeyler. Önemli olan başka kişisel bilgilere ulaşmamış olmaları.

DDOS veya başka bir atak türü, ne olursa olsun suç olmasını değiştirmiyor. Herhangi bir site'ye veya alt yapıya zarar vermek, ddos veya başka bir method farketmeksizin suçtur. Dolayısıyla, zaten etik değildir. DDOS hiç etik değil gibi bir durum yoktur.

Saldırının etiği olmaz.

izlemediyseniz coupling

the it crowd izlemelisin, her bölümünü en az 5 kez izledim ve bıkmıyorum izlemeye

sen onu bunu bırak da breaking bad'i izle. bana çok dua edersin.

eğer hımym sevdiyseniz friends'i de çok seveceğinizi düşünüyorum. yalnız eski bir dizi olduğundan mümkünse hd izlemeye çalışın daha çok keyif alacaksınız.

hayatta dizi izleyemeyen bir insanım, breaking bad sardı beni. bir kıstas değil tabi bu ama dizi iyi...

bende dizi arayışında olan biri olarak the killing'e başladım ve kendimi bi anda 7. bölümde buluverdim. onca diziye başladım, yarım kaldı. sarmadı hiçbiri. ama bu diziyi severek izliyorum. her bölüm yaklaşık 40 dk. sürüyor ve hiç sıkıcı değil. en azından ben şimdiye kadar sıkılmadım.

Coupling +1

UK olanından. Britanic.

coupling, friends(kişisel favorim bu)

prison break tarzında (aksiyon/gerilim?) breaking bad'i öneririm,
ana karakterin zekasına hayran kalmak niyetinde iseniz de sherlock, house m.d. ve mentalist olabilir gibi.

friends ve coupling diyen arkadaşlara yüzde yüz katılıp bir de seinfeld i ekliyorum,ilk coupling den başlarsan daha iyi daha az bölüm

şimdi walter, gus'ın yanında çalışırken jessie bir ara uzaklaştırma yedi. onun yerine bir kimyacı geldi walter'ın yanına yardımcı olarak. uzun süre çalıştılar. walter'a büyük hayranlık duydu bu adam. büyük kimyacı ya bizimki. sonra defteri vardı o adamın (gale). başına da hayranlığını belirtip w.w yazmıştı. hank oradan yakalamaya çalışıyor şimdi.

hani gus fring walter'a gale adında bir yardımcı göndermişti. o öldükten sonra, hank, gale'in belgelerini incelerken bi yerlerde w.w. kısaltmasını görmüştü. hatta hank bizim walter ile bu konu üzerine muhabbet etmişlerdi ki zaten o sahneyi gösterdiler. işte sanırım bu gale, bizim walter'a bir kitap hediye etmiş ve w.w.'ye teşekkürler falan yazmış. hank onu görünce şimşek çakıyor, gerisi 10 ay sonra :)

gale diye bi yardımcısı vardı, walter'ın isteğiyle jessie öldürmüştü adamı, onun evinde notları arasında W.W. dan bahseden yazı vardı, şimdi W.W. nun walter white olduğunu anladı.

peki hank o zaman o kitabı mı görmüştü? o kitabı gördüyse nerden görmüştü ve neden tekrar şaşırdı?

kitabı walter'ın evinde gördü bu sefer. gale ve walter arasında kurdu bağlantıyı hemen.

@mcmanus

hank'in incelediği, gale'in belgeleri, notları falandı. bu evde gördüğü ise bambaşka bir kitap. ikisinde de aynı alıntılar ile w.w.'ye teşekkür ederim gibisinden birşeyler yazıyor. hank te uyanıyor işte.

benim de bu sorun yüzünden ilaç kullanan çok arkadaşım var. profesyonel yardım her zaman için daha iyidir.

herkese olan bir şey olduğunu düşünmüyorum ama mesela biz nasıl açken sinirli oluyorsak babanız da başka bir durum yüzünden sinirli olabiliyordur.

profesyonel yardım derken psikolojik değil de gerçekten şekerine bilmem nesine bir baktırın. atıyorum basit bir vitamin eksikliği bile bu tarz sinire, asabiyete sebep olabiliyor.

zor zamanlardan geciyorsunuz. babanizin testosteron seviyesi dusmus olabilir.

ayrica santiye muhendisligi, diger islerden daha fazla stresli olabilen bir istir. zaten tansiyon ve sekerinin yuksek olmasi da stres seviyesi hakkinda bir fikir veriyor. santiye muhendisleri, uygulamaci olduklarindan ve ozellikle babanin yasina gelmis santiye muhendisleri artik cok tecrube kazanmis olduklarindan, aptalliga tahammulleri azalmistir. hayati boyunca "iki iki dort eder" kesinligiyle calisa calisa, "ulan, siktiriboktan bi kablo icin, gul kizimin kalbini kirmayayim" diyemiyor. bunu dusunemiyor. eminim sonradan o da uzuluyordur bu yaptiklarina. hatta buna meslek hastaligi bile diyebiliriz.

imkan varsa, suyuna gitmeye calisin. alttan alin. "he babacim, sen haklisin" diyin. "bizim daha bildigimiz, yanildigimiza yetmez" diyin. "senin tecrubendeki muhendisler, senin kadar iyi muhendisler..." gibi baslayan cumlelerle biraz yaglama yikama yapin.

gizli ve kronik bir depresyonu da olabilir. bi de soyle onemli bir durum var:

artik gozleri daha az goruyor, sekeri dustugunde elleri titremeye basliyor, sekere bagli olarak ALINGANLIK ve SiNiRLiLiK ortaya cikiyor olabilir.

www.hurriyet.com.tr

webarsiv.hurriyet.com.tr

www.hurriyet.com.tr

sakin oldugu ve keyfinin yerinde oldugu bir saatini kollayip, yukaridaki yazilari okutabilirsiniz. "babacim senin ufak tefek hayat meselelerine tahammulun azaldi biraz galiba, su yazilarda bunun hipoglisemiye bagli olabilecegi yaziyor, sunlari bi okusan da, seker seviyeni bi duzen koysak" diyerek yukaridaki yazilari okutabilirsiniz (insallah). (cunku seker hastaliginda, hipoglisemi yani kan sekerinin dusmesi ile karakterize ataklar oluyor).

kiz kardesine de de ki, "babam aslinda boyle biri degil, ozel olarak sana karsi negatif seyler hissederek yapmadi bunlari. muhtemelen kan sekeri dustugu icin beyni problem cikardi. bak iste bu isin uzmaninin yazilari burada"

iyi kotu herkese olan bir sey bu ama, hipoglisemi + santiye muhendisligi + ergen babasi olmak + dusuk testosteron seviyesi + uzun sure tatil yapmamis olmak + genel olarak hayatin baskisi, maddiyatla ilgili baskilar, isyeri stresleri + inatcilik gibi kisisel ozellikler + (bkz: sosyal depresyon/@compadrito) + gozlerin az gormeye baslamasi + yavas yavas yasliligin yaklasmasi gibi haller bir araya gelince durum katmerli bir hal aliyor.

durumu bu sekilde saptayip, ona gore alttan almak ve problemin kaynagina inip, kokten halletmek lazim. boylece bir suru kavganin ve tatsizligin onune gecmis olursunuz.

bi de uzun yuruyusler yani mesela bir saatlik yuruyusler, hem sekerine, hem tansiyonuna, hem kolesterolune hem de asabiligine cok iyi gelir. bu lafimi yabana atmayin.

Önce geçmiş olsun, ben hem eski şantiyeciyim hem de yaş olarak babanıza yakın sayılırım. Şantiye denilen yer cahil cühelanın toplandığı, 7/24 aptala laf anlattığınız üzerine hayatınızı da tehlikeye attığınız bombok bir yerdir. Uzun süre bu işi yapanlar da asabi ve küfürbaz olurlar. ,

Bunlar mesleğin cilveleridir malesef. Ancak sinir son zamanlarda aşırı arttıysa bir check-up ile tiroid hormonlarına baktırmakta fayda var. Orta yaş bunalımından hipotiroidiye , depresyondan asabiyete kadar geniş bir spektrumda her şey olabilir.

Bunun dışında babaya anlayışla yaklaşmayı ve derdini sormayı deneyin derim. Belki bir borcu harcı vardır, proje müdürü ibnelik yapıyordur, hayat canına tak etmiştir bir orta yol bulmaya çalışın bir yandan.

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim, kendi açımdan durumu anlamak için çok faydalı oldu. Tavsiyelerinizi paylaşacağım ve bizzat kendim de düşüneceğim, çok sağolun tekrardan.

bunu da yeni hatirladim, isine yarar: (bkz: diyabet/@compadrito)

yani genetik yatkinlik tasidiginiz icin, sen ve kiz kardesin de, hayatinizi buna gore yonlendirin. isin ozeti: hareketsiz kalmayin. hareketsiz islerde calisacak olursaniz, haftada yedi gun, gunde 22 dakikadan, dakikada 100 adimdan az olmamak sartiyla yuruyun.

kilo almayin.

sekerden ve ozellikle misir surubu iceren seylerden uzak durun.

zaten evde durdukları yok ki. anne baba çalışıyor, çocuklar da teyzede. amerika bitmiş.

dikkat ettiysen hemen hemen bütün mekanlar karanlık bu dizide. bence sadece walt'ın eviyle alakalı değil durum.

zevkler renkler. çok sıcak olmasa yazın bile panjurları kapatırım ben. kışın arada havalandırmak dışında açmam mesela. başkası gelince bunalmıyor musun diyor ama ben memnunum :)

amerikanın çok kuzeyinde bunlar. en kuzeyinde oturuyorlar. ondan güneş ışınlarının geliş açısıyla falan alakalı. bilim konuşuyor burada.

@mahsunkul ne kuzeyi tam tersine abd'nin en güneyinde meksika sınırındalar. en çok güneş alan yer. çok sıcak olduğundan perdeler kapalı takılıyolar desen daha bilimsel olurdu.

@mahsunkul: kuzeyinde değil yahu albuquerque, new mexico falan oralarda geçiyor direk çöl yani, bence mekanların karanlık olması da bunla alakalı çok sıcak olduğundan camları açarlarsa içerisi cehennem gibi olur

arkadaş size de geyik yapmaya gelmiyor ha :D

temple of the dog - say hello to heaven
alice in chains - died, we die young, nutshell
pearl jam - last kiss

valla bitane bilirim, o da
levent yuksel - yas
basa alip alip dinlersin zaten

sentenced-mourn da harika bir entrümental şarkıdır.

sessiz gemi

Candan Erçetin- Yalan

Bu şarkı ölümün ne kadar gerçekçi yaşamın ne kadar kısa ve yalan olduğunu anlatır, Beni bu şarkı sakinleştirir bir nevi avuntu verir giden ölümlü sevdiğin arkasından, bir tokat gibi anlatır, bir gün benimde onun arkasından gideceğimi.......

(bkz: makber)

evet garip. zaten bu yasal bir etken madde, illegal bi tarafı yok ki.

herhalde suistimale açık bir madde. belki de ondandır.

metamfetamin mi yapıyorlar la yoksa bundan,hayırdır ?

e böyle yapınca daha da ilgi çekici hale gelmiyor mu, ben mesela merak ettim şimdi etkisi nedir ne değildir

bir dünya insanın kullandığı yasal bir şey zaten. saçma olmuş.

doping olarak kullanıyor diye biliyorum..

sözlük esrar yüzünden kapatıldığı zaman bu tür başlıklarda epey hassaslaşılmıştı. bunun gibi bi ton başlık var kapalı durumda olan. avukatlara mesaj atıp gardaş bu başlık niye kapalı dediğinizde bi sorun görmezlerse açıyorlar. ghb de öyle mesela, sonradan açılmış entry girmeye. 7 yıllık boşluk var entry'ler arasında.

xanax, diazem ve rivotril en meşhur benzodiazepinlerdir. yeşil reçete grubu ilaçlar olması neden yasaklandığını açıklıyor.

room bilmem kaçtı galiba ya. hatırladım. 606 diye sallayasım var.

room 606 yazınca bişiler çıktı ama alakasız olabilir. ben dediğini anladım,içim rahat.

606 değildi sanki abi ya. gece gece nereden de taktıysam kafaya :)

şu led diye bir teknoloji mi çıktı oled'lerden sonra yoksa resim koymayı mı unuttun ?

ikisi de değil. "şu led saatler var ya hani" dercesine.

koyayım: 1.bp.blogspot.com

dealextreme'de eşek yüküyle var.

bunlardanistiyorum.com da vardı bir aralar. hala vardır muhtemelen. üşendim şimdi bakmaya.

kafa yapına göre değişir. kafanın arkası havaalanı pisti gibi düzse yakışmaz. Kafan hafif oval bir yapıya sahipse yakışabilir. Öğrenciyken bu modeli isterdim berberden. Güzeldir.

böyle ol aga:

www.itusozluk.com

3 değilde kısa kestir bence..

empty blank +1

isveçli değilsen hacı gibi olursun ama.

saç sakal aynı seviye olsun eğer kısa kestireceksen

basketçi stayla iyidir ya, insan kendini bir değişik görüyor aynada, ben de öyle yapacağım